Kısacası, Darwinizm'e göre, canlılık tek
bir kökten gelen, ancak sonra dallara ayrılan bir ağaç gibi olmalıdır.
Nitekim bu varsayım Darwinist kaynaklarda ısrarla vurgulanır ve "hayat
ağacı" (tree of life) kavramı sık sık kullanılır. Bu hayat ağacına göre,
canlılar arasındaki en temel sınıflandırma birimi olan filumların da,
soldaki şemada görüldüğü gibi, kademe kademe ortaya çıkmış olması
gerekir.
Darwinizm'e göre önce tek bir filum oluşmalı, sonra diğer filumlar küçük küçük değişimlerle ve uzun zaman dilimleri içinde yavaş yavaş belirmelidir. Darwinizm'in bu varsayımına göre, hayvan filumlarının sayısında da kademeli bir artış yaşanmış olmadır. Yandaki çizim, Darwinist varsayımlara göre hayvan filumlarında beklenen kademeli sayı artışını göstermektedir.
Darwinizm'e göre canlılık bu şekilde gelişmiş olmalıdır. Peki ama gerçekten de böyle mi olmuştur?
Kesinlikle hayır. Aksine havyanlar, ilk
ortaya çıktıkları dönemden itibaren çok farklı ve çok komplekstirler.
Bugün bilinen tüm hayvan filumları, yeryüzünde aynı anda, Kambriyen
Devir olarak bilinen jeolojik dönemde ortaya çıkmışlardır. Kambriyen
Devir, yaşı 570-505 milyon yıl olarak hesaplanan 65 milyon yıllık bir
jeolojik dönemdir.
Ana hayvan gruplarının ani ortaya çıkış
süresi Kambriyen Dönemi'nin, genellikle "Kambriyen patlaması" olarak
bahsedilen daha da kısa bir dönemine rastlamaktadır. Stephen C. Meyer,
Paul A. Nelson ve Paul Chien detaylı bir literatür araştırmasına
dayanan, 2001 tarihli makalelerinde, "Kambriyen patlaması jeolojik
zamanın, 5 milyon yıldan fazla sürmeyen, fazlasıyla dar bir zaman
aralığında oluşmuştur." demektedirler. 56
Bu devirden önceki fosil kayıtlarında,
tek hücreli canlılar ve çok basit birkaç çok hücreli dışında hiçbir
canlının izine rastlanmaz. Kambriyen Devir gibi son derece kısa bir
dönem içinde ise (5 milyon yıl, jeolojik anlamda çok kısa bir zaman
dilimidir.) bütün hayvan filumları, tek bir eksik bile olmadan bir anda
ortaya çıkmışlardır!
Kambriyen kayalıklarında bulunan
fosiller, salyangozlar, trilobitler, süngerler, solucanlar, deniz
anaları, deniz yıldızları, yüzücü kabuklular, deniz zambakları gibi çok
farklı canlılara aittir. Bu tabakadaki canlıların çoğunda, günümüzde
yaşayan örneklerinden hiçbir farkı olmayan, göz, solungaç, kan dolaşımı
gibi kompleks sistemler, ileri fizyolojik yapılar bulunur. Bu yapılar
hem çok kompleks hem de çok farklıdır. Science News dergisinin yazarlarından Richard Monestarsky, Kambriyen patlaması hakkında şu bilgileri vermektedir:
Yarım milyar yıl
önce... Bugün görmekte olduğumuz oldukça kompleks hayvan formları aniden
ortaya çıkmışlardır. Bu an, 550 milyon yıl önce, Kambriyen Devrin tam
başına rastlar ki, denizlerin ve yeryüzünün ilk kompleks yaratıklarla
dolması bu evrimsel patlamayla başlamıştır. Günümüzde dünyanın her
yanına yayılmış olan omurgasız takımları erken Kambriyen Devri'nde zaten
vardır ve yine bugün olduğu gibi birbirlerinden çok farklıdırlar. 57
Aynı makalede Çin'deki, Chengjiang
bölgesinde yer alan Kambriyen tabakalarını inceleyen paleontolog Jan
Bergström'ün şu sözleri aktarılmaktadır: "Chengjiang faunası,
günümüzdeki büyük hayvan filumlarının erken Kambriyen Devri'nde zaten
olduklarını ve yine bugün olduğu gibi birbirlerinden çok farklı
olduklarını ortaya koymaktadır." 58
Dünyanın nasıl olup da böyle birdenbire
birbirlerinden çok farklı filumlarla dolup taştığı, hiçbir ortak ataya
sahip olmayan farklı canlıların nasıl ortaya çıktığı, evrim teorisine
göre asla cevaplandırılamayan bir sorudur. Darwinizm'in dünya çapındaki
en önde gelen savunucularından biri olan İngiliz biyolog Richard
Dawkins, bu gerçek hakkında şunları söylemektedir:
... Kambriyen
katmanları, başlıca omurgasız gruplarını bulduğumuz en eski
katmanlardır. Bunlar, ilk olarak ortaya çıktıkları halleriyle, oldukça
evrimleşmiş bir şekildeler. Sanki hiçbir evrim tarihine sahip olmadan, o
halde, orada meydana gelmiş gibiler. 59
Darwinizm'in dünya çapındaki en önemli
eleştirmenlerinden biri olan Berkeley, California Üniversitesi profesörü
Philip Johnson, paleontolojinin ortaya koyduğu bu gerçeğin,
Darwinizm'le olan açık çelişkisini şöyle açıklamaktadır:
Darwinist teori,
canlılığın bir tür "giderek genişleyen bir farklılık üçgeni" içinde
geliştiğini öngörür. Buna göre canlılık, ilk canlı organizmadan ya da
ilk havyan türünden başlayarak, giderek farklılaşmış ve biyolojik
sınıflandırmanın daha yüksek kategorilerini oluşturmuş olmalıdır. Ama
hayvan fosilleri bizlere bu üçgenin gerçekte başaşağı durduğunu
göstermektedir: Filumlar henüz ilk anda hep birlikte vardır, sonra
giderek sayıları azalır. 60
Philip Johnson'ın belirttiği gibi,
filumların kademeli olarak oluşması bir yana, tüm filumlar bir anda var
olmuşlar, hatta ilerleyen dönemlerde bazılarının soyu tükenmiştir. 53.
sayfadaki grafikler, fosil kayıtlarının filumların kökeni hakkında
ortaya koyduğu bu gerçeği göstermektedir:
Görüldüğü gibi,
Kambriyen öncesi (Prekambriyen) dönemde sadece tek hücreli canlıların
oluşturduğu üç farklı filum vardır. Kambriyende ise, 60-100 arasında
farklı hayvan filumu bir anda ortaya çıkmıştır. İlerleyen dönemde ise bu
filumların bir kısmının soyları tükenmiş, günümüze kadar sadece bazı
filumlar ulaşmıştır.
Bilim yazarı Roger Lewin, Darwinizm'in,
hayatın tarihi hakkındaki tüm varsayımlarını çökerten bu olağanüstü
durumdan şöyle söz eder:
"Hayvanların tüm
tarihindeki en önemli evrimsel olay" olarak tanımlanan Kambriyen
patlaması, daha sonra da varlıklarını koruyacak olan bütün temel vücut
formlarını (filumları) ortaya koymuştur. Bunların bir kısmının daha
sonra soyları tükenmiştir. Bazı tahminler, şu anda var olan 30 farklı
hayvan filumu ile karşılaştırıldığında, Kambriyen patlamasının yaklaşık
100 kadar farklı filumu ortaya çıkardığı yönündedir.. 61
Burgess Shale Fosil Yatağı
Lewin, Darwinizm'e duyduğu sadakat adına
Kambriyen Devri'ndeki bu olağanüstü olayı "evrimsel olay" olarak
tanımlamaya devam etmektedir, ama eldeki bulguların hiçbir evrimci
yaklaşımla açıklanamayacağı açıktır. İşin ilginç yanı, yeni fosil
bulgularının evrim teorisinin Kambriyen sorununu giderek daha da
büyütmesidir. Ünlü bilim dergisi Trends in Genetics (TIG),
Şubat 1999 tarihli sayısında bu konuyu ele almıştır. Kanada'nın British
Columbia eyaletinde yer alan Burgess Shale adlı fosil yatağındaki
Kambriyen Dönemi fosillerinin konu edildiği yazıda, bu bölgedeki fosil
bulgularının evrim teorisine göre bir türlü açıklanamadığı kabul
edilmektedir.
Burgess Shale'deki söz konusu fosil
yatağı, çağımızın önemli paleontolojik bulgularından biri sayılmaktadır.
Kambriyen devre ait bu fosil canlıların özelliği, çok farklı filumlara
ait olmaları ve önceki tabakalarda hiçbir ataları olmadan, bir anda
ortaya çıkmalarıdır. TIG dergisi, Darwinizm'in önündeki bu büyük paleontolojik sorunu şöyle ifade etmektedir:
Küçük bir mekanda
bulunmuş olan bu fosillerin, evrim biyolojisindeki bu büyük sorunla
ilgili hararetli tartışmanın tam merkezinde yer alması oldukça garip
gözükebilir. Fakat bu tartışmalara neden olan şey, Kambriyen Devri'nde
yaşayan hayvanların fosil kayıtlarında şaşırtıcı bir bollukta ve
birdenbire belirmeleridir. Radyometrik tarihlendirmelerin daha kesin
sonuçları ya da giderek artan yeni fosil bulguları ise, sadece bu
biyolojik devrimin aniliğini ve alanını keskinleştirmiştir. Yeryüzünün
yaşam potasındaki bu değişimin büyüklüğü bir açıklama gerektirmektedir.
Şu ana kadar birçok tez ileri sürülmüş olsa da, genel fikir hiçbirinin
ikna edici olmadığıdır. 62
"Hiçbiri ikna edici olmayan" bu fikirler, evrimci paleontologlara aittir. TIG
dergisi bu konuda iki ünlü otoriteden söz etmektedir: Stephen J. Gould
ve Simon Conway Morris. Her ikisi de Burgess Shale'deki "aniden ortaya
çıkış"ı evrime göre açıklayabilmek için birer kitap yazmıştır. Gould'un
kitabı Wonderful Life, Morris'inki ise The Crucible of Creation:The Burgess Shale and the Rise of Animals adını taşımaktadır. Ancak bu iki otorite de, TIG
dergisinin vurguladığı gibi, ne Burgess Shale fosillerini ne de genel
olarak Kambriyen devre ait diğer fosil kayıtlarını bir türlü
açıklayamamaktadır.
Tüm Filumların Aynı Anda Ortaya Çıkışı
Kambriyen patlaması incelendikçe, bunun
evrim teorisi için ne kadar büyük bir çıkmaz olduğu daha açık ortaya
çıkmaktadır. Son yılların bulguları, en temel hayvan sınıflamaları olan
filumların neredeyse tamamının Kambriyen Devri'nde aniden ortaya
çıktıklarını göstermektedir. Science dergisinde yayınlanan 2001
yılına ait bir makalede, "Yaklaşık 545 milyon yıl önce yaşanan
Kambriyen Devri'nin başlangıcı, bugün hala canlı dünyaya hakim olan
neredeyse tüm hayvan tiplerinin (filumların) fosil kayıtlarında aniden
ortaya çıkışına sahne oldu." denilmektedir. 63 Aynı makalede, böylesine
kompleks ve birbirinden tamamen farklı canlı gruplarının evrim teorisine
göre açıklanabilmesi için, önceki devirlere ait çok zengin ve aşamalı
bir gelişimi gösteren fosil yatakları bulunması gerektiği, ama bunun söz
konusu olmadığı şöyle açıklanmaktadır:
"Bu farklılaşmalı evrim ve yayılış da, kendisinden daha önce yaşamış olması gereken bir grubun varlığını gerektirir, ama buna dair bir fosil kanıtı yoktur." 64
Kambriyen Devri fosillerinin ortaya
koyduğu bu tablo, evrim teorisinin varsayımlarını reddederken, bir
yandan da, doğaüstü bir yaratılışla var olduklarını gösteren çok önemli
bir delildir. Evrimci biyolog,, Douglas Futuyma, bu gerçeği şöyle
açıklar:
Canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmişlerdir. Eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde üstün bir Akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir. 65
Görüldüğü gibi fosil kayıtları, canlıların, evrimin iddia ettiği gibi ilkelden gelişmişe doğru bir süreç izlediklerini değil, bir anda ve en mükemmel halde ortaya çıktıklarını göstermektedir. Bu ise, canlılığın bilinçsiz doğal süreçlerle değil, bilinçli bir yaratılışla var olduğuna kanıt oluşturmaktadır. New York State Üniversitesi'nden Ekoloji ve Evrim Profesörü Jeffrey S. Levinton, Scientific American dergisine yazdığı "Hayvan Evriminin Big Bang'i" başlıklı bir makalesinde bu gerçeği istemeden de olsa kabul etmekte ve "Kambriyen Devri'nde çok özel ve gizemli bir yaratıcı gücün varlığını görüyoruz" demektedir. 66
56 Stephen C. Meyer, P. A. Nelson and Paul Chien, The Cambrian Explosion: Biology's Big Bang, 2001, p. 2.
57 Richard Monestarsky, "Mysteries of the Orient", Discover, Nisan 1993, s. 40.
58 Richard Monastersky, "Mysteries of the Orient", Discover, Nisan 1993, s. 40.
59 Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London: W. W. Norton 1986, s. 229.
60 Phillip E. Johnson, "Darwinism's Rules of Reasoning", Darwinism: Science or Philosophy, Foundation for Thought and Ethics, 1994, s. 12.
61 R. Lewin, Science, vol. 241, 15 July 1988, s. 291.
62 Gregory A. Wray, "The Grand Scheme of Life", Review
of The Crucible Creation: The Burgess Shale and the Rise of Animals by
Simon Conway Morris, Trends in Genetics, February 1999, vol. 15, no. 2.
63 Richard Fortey, "The Cambrian Explosion Exploded?", Science, vol. 293, no. 5529, 20 July 2001, p. 438-439.
64 Richard Fortey, "The Cambrian Explosion Exploded?", Science, cilt 293, no. 5529, 20 Temmuz 2001, s. 438-439.
65 Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983, s. 197.
66 Levinton, Jeffrey S.; "The Big Bang of Animal Evolution", Scientific American, 267:84, Kasım 1992.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=996:fosiller-hayat-agacini-reddediyor&catid=45:canlln-koekeni&Itemid=147
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder