Bu soruya verilecek cevabı, elbette
elimizdeki fosil kayıtlarının zenginliği belirler. Paleontolojik
verilere baktığımızda ise, fosil kayıtlarının olağanüstü derecede zengin
olduğunu görürüz. Dünyanın farklı bölgelerinden elde edilmiş
milyarlarca fosil örneği vardır. 48
Bu fosillere bakılarak, 250 bin farklı canlı türü tanımlanmıştır ve
bunlar, şu anda yaşamakta olan yaklaşık 1.5 milyon türe olağanüstü
derecede benzerdir. 49 (Yaşamakta olan bu 1.5 milyon türün 1 milyon
kadarı böceklere aittir.) Ve bu denli zengin bir fosil kaynağına rağmen
hiçbir ara form bulunamamışken, yeni kazılarla ara formlar bulunması
mümkün gözükmemektedir.
Glasgow Üniversitesi paleontoloji profesörü T. Neville George, bu gerçeği yıllar önce şu şekilde kabul etmiştir:
Fosil kayıtlarının
fakirliği için özür dilemeye artık gerek yoktur. Fosil kayıtları bazı
yönlerden başa çıkılamayacak kadar zengin... buna rağmen boşluklardan
oluşmaya devam etmektedir.. 50
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi Müdürü ünlü
paleontolog Niles Eldredge ise, Darwin'in "fosil kayıtları yetersiz, ara
formları o yüzden bulamıyoruz" iddiasının geçerli olmadığını şöyle
açıklamaktadır:
Tüm deliller, fosil
kayıtlarının ortaya koyduğu sonucun doğru olduğunu göstermektedir:
(Fosil kayıtlarında) gördüğümüz boşluklar, hayatın tarihindeki gerçek
olayları yansıtmaktadır, bunlar yetersiz bir fosil birikiminin sonucu
değildir. 51
Robert Wesson ise, 1991'de yayınlanan Beyond Natural Selection adlı kitabında "fosil kayıtlarındaki boşlukların gerçek ve olgusal" olduklarını şöyle açıklamaktadır:
Ne var ki, fosil
kayıtlarındaki boşluklar gerçektir. Herhangi bir (evrimsel) soyoluşumunu
gösterecek kayıtların yokluğu, son derece olgusaldır. Türler genellikle
çok uzun zaman dilimleri boyunca sabit kalırlar. Türler ve özellikle
cinsler hiçbir zaman yeni bir türe ya da cinse doğru evrim göstermezler.
Bunun yerine, bir tür ya da cinsin bir diğeriyle yer değiştirdiği
gözlenir. Değişim ise çoğunlukla anidir. 52
Bu durum, evrim teorisinin 140 yıldır
öne sürdüğü "ara form fosilleri bulunmuş değil, ama ileride bulunabilir"
argümanının artık geçerli olmadığını göstermektedir. Fosil kayıtları
canlılığın kökenini anlamak için yeterince zengindir ve karşımıza somut
bir tablo çıkarmaktadır: Farklı canlı türleri, aralarında evrimsel
"geçiş formları" olmadan, yeryüzünde bir anda ve farklı yapılarıyla,
ayrı ayrı ortaya çıkmışlardır.
48 Duane T. Gish, Evolution: Fossils Still Say No, CA, 1995, s. 41.
49 David Day, Vanished Species, Gallery Books, New York, 1989.
50 T. Neville George, "Fossils in Evolutionary Perspective", Science Progress, vol. 48, January 1960, s. 1, 3.
51 N. Eldredge and I. Tattersall, The Myths of Human Evolution, Columbia University Press, 1982, s. 59.
52 R. Wesson, Beyond Natural Selection, MIT Press, Cambridge, MA, 1991, s. 45.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=995:fosil-kayitlarinin-yeterliligi&catid=45:canlln-koekeni&Itemid=147

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder