New York Times gazetesi, 8 Nisan 2001
tarihli sayısında, bilinçli tasarım teorisine ve teoriyi savunan Michael
Behe ve William Dembski gibi bilim adamlarının fikirlerine geniş yer
verdi. Haberde genel olarak Bilinçli Tasarım teorisinin Darwinizm’i
yerinden sarsacak bilimsel bir saygınlığa ve tutarlılığa sahip olduğu
belirtildi. Aynı gazetede Haeckel’in çizim sahtekarlığına ve
embriyoların modern mikroskop altındaki gerçek görünümlerine de
karşılaştırmalı olarak yer verildi.
Canlıların Kopyalanması Ne Demek?
Kopyalama işlemi için kopyalanması
planlanan canlının DNA’sı kullanılır. Canlının bir hücresinde bulunan
DNA’sı mikroskop altına alınır ve o türden başka bir canlıya ait bir
yumurta hücresinin içine yerleştirilir. Hemen ardından şok uygulanır ve
yumurta hücresinin bölünmeye başlaması sağlanır. Bölünmeye devam eden
embriyo o türden herhangi bir canlının rahmine yerleştirilir ve gelişip
doğması beklenir.
Neden Evrimle İlgisi Yok?
Kopyalama ve evrim
kavramları tanım olarak tamamen farklıdır. Evrim teorisi cansız maddenin
tesadüfler sonucu canlılığı oluşturduğu iddiası üzerine kurulmuştur.
(Bu iddianın gerçekleşebileceğine dair de hiçbir delil yoktur).
Kopyalama ise canlı hücrenin genetik maddesi kullanılarak, o canlının
kopyalanmasıdır. Zaten canlı olan bir hücreden yola çıkılır ve biyolojik
bir süreç laboratuvar ortamına taşınarak yapay yöntemlerle tekrarlanır.
Yani ortada evrimin temel iddiası olan “tesadüfi” bir süreç ya da
“cansız maddenin canlanması” gibi bir durum yoktur.
Gerçekte kopyalama işlemi evrim için
hiçbir delil sağlamaz, ancak evrimi kökünden çürüten bir biyoloji
kanununun çok açık bir kanıtıdır. Bu kanun, ünlü bilim adamı Louis
Pasteur’ün 19. yüzyılın sonuna doğru ortaya koyduğu “hayat ancak
hayattan gelir” prensibidir. Bu açık gerçeğe rağmen kopyalamanın evrime
delil gibi gösterilmesi, medya yoluyla yürütülen büyük bir saptırma ve
aldatmacadır.
Bu saptırma, aslında evrimcilerin klasik
bir yöntemidir. Evrim teorisinin ortaya atılmasından sonra, daha ilk
yıllardan başlayarak, teoriyi benimsetmek uğruna çeşitli propaganda
yöntemlerinin denendiğini, hatta bazı evrimci bilim adamlarının bilimsel
sahtekarlıklar düzenlediklerini biliyoruz. Evrimci basın da bu
sahtekarlıklarda “suç ortağı” olmuştur. Varolmayan deliller telkin
yöntemiyle halka ulaştırılmış ve insanların önemli bir bölümünün bunlara
inanması sağlanmıştır.
Ancak özellikle son 30 yıl içinde
çeşitli bilim dallarındaki ilerlemeler canlıların ortaya çıkışının
tesadüf kavramı ile açıklanmasının imkansız olduğunu göstermiştir.
Evrimcilerin bilimsel yanlışları ve taraflı yorumları belgelenmiş ve
böylece evrim teorisi bilim sınırları içinde savunulamaz hale
getirilmiştir. Bu gerçek ise evrimcilerin bir kısmını farklı arayışlara
itmiştir. İşte “canlılığın kopyalanması” hatta yakın geçmişte “tüp
bebek” gibi bilimsel gelişmelerin evrime delilmişcesine propagandasının
yapılması bu nedenledir.
Kopyalama Hakkında Diğer Yanlış Anlamalar
Kopyalama konusunda
insanların içine düştüğü bir diğer yanlış anlama ise, kopyalamayı “insan
yaratmak” olarak anlamalarıdır. Oysa kopyalamanın böyle bir anlamı
kesinlikle yoktur. Kopyalama, zaten var olan canlı bir üreme
mekanizmasına, zaten var olan bir genetik bilgiyi eklemekten ibarettir.
Bu işlemde ne yeni bir mekanizma, ne de yeni bir genetik bilgi üretilmiş
değildir. Var olan bir insanın genetik bilgisi alınmakta, bir annenin
rahmine yerleştirilmekte ve annenin doğuracağı yeni çocuğun, genetik
bilgisi alınan kişinin “tek yumurta ikizi” olması sağlanmaktadır.
Kopyalamanın ne olduğunu bilmeyen pek
çok kişi ise, bu konuda hayali düşüncelere sahiptir. Örneğin 30 yaşında
bir insanın hücresinin alınıp, hemen o gün yine 30 yaşında bir
kopyasının üretildiğini zannetmektedirler. Oysa sadece bilim kurgu
filmlerinde rastlanabilecek olan böyle bir “kopyamala” yoktur ve mümkün
de değildir. Kopyalama aslında bir insanın “tek yumurta ikizi”nin doğal
yollarla (yani anne rahminde) hayata getirilmesinden ibarettir. Bunun ne
evrim teorisiyle ne de “insan yaratmak” kavramıyla hiçbir ilgisi
yoktur.
Bir insanı veya başka herhangi bir
canlıyı yaratmak, yani yoktan var etmek sadece Allah’a mahsustur.
Nitekim bilimsel gelişmeler de, bu yaratmanın insanlar tarafından
gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu göstererek, aynı gerçeği
teyidetmektedir.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1011:klonlamayi-evrim-delili-gibi-sunmak-neden-buyuk-bir-aldatmacadir&catid=45:canlln-koekeni&Itemid=147
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder