Ancak bilimsel bir temeli olmamasına rağmen, adaptasyon fikri çoğu kişiyi etkiler. Özellikle de Dünya’nın yaşam için özel bir gezegen olduğu anlatıldığında, hemen “bu tür bir gezegenin şartlarında böyle bir yaşam çıkmış, başka gezegenlerde ise başka türlü yaşamlar gelişebilir” gibi bir düşünceye kapılırlar.
Örneğin Dünya üzerinde bizim gibi insanlar yaşarken, Pluton gibi bir gezegenin üzerinde de, -238°C derecede terleyen, oksijen yerine helyum soluyan ya da su yerine sülfürik asit içen canlıların yaşayabileceğini düşünürler. Fakat bu tür bir hayal gücünün temelinde cehalet yatmaktadır. Nitekim biyoloji ve biyokimya hakkında bilgisi olan evrimciler bu gibi fantezileri savunmazlar. Çünkü hayatın sadece belirli elementlerle ve belirli şartlar sağlandığı takdirde var olabileceğini gayet iyi bilirler.
Söz konusu adaptasyon yanılgısı da bu
tür bir cehaletin ürünüdür. Çünkü hayat sadece belirli elementlerle ve
belirli şartlar sağlandığı takdirde var olabilir. Bilimsel gerçekliği
olan yegane hayat modeli “karbon temelli bir hayat”tır ve bilim
adamları evrenin hiçbir noktasında başka tür bir fiziksel hayatın
olamayacağı sonucuna varmışlardır.
Karbon, periyodik tablodaki altıncı
elementtir. Bu atom, dünya üzerindeki yaşamın temelidir, çünkü bütün
temel organik moleküller (amino asitler, proteinler, nükleik asitler
gibi) karbon atomunun diğer bazı atomlarla çeşitli şekillerde
birleşmesiyle oluşur. Karbon; hidrojen, oksijen ve azot gibi diğer
atomlarla birleşerek vücudumuzdaki farklı türlerdeki proteinleri
meydana getirir. Karbonun yerini tutabilecek başka bir element yoktur;
çünkü başka hiçbir element, karbon gibi sınırsız türde bağ yapma
özelliğine sahip değildir.
Dolayısıyla evrendeki herhangi bir gezegende hayat var olacaksa, bu mutlaka “karbon temelli” bir hayat olmak durumundadır.
Ayrıca karbon temelli yaşamın değişmez
bazı kuralları vardır. Örneğin karbon temelli organik bileşikler
(proteinler) sadece belirli bir ısı aralığında var olabilirler.
120°C’den yüksek ısılarda parçalanmaya, -20°C’den düşük ısılarda
donmaya başlarlar. Sadece ısı değil, ışık, yerçekimi, atmosfer
bileşimi, manyetik güç gibi etkenlerin de karbon bazlı bir yaşama izin
verebilmeleri için çok dar ve belirli bazı sınırlar içinde olmaları
gerekmektedir. Dünya, işte tam bu dar ve belirli çerçevedeki sınırlara
sahiptir. Eğer bu sınırların herhangi biri bozulsa, örneğin Dünya’nın
yüzey ısısı 120°C’yi aşsa, artık Dünya üzerinde yaşam olamaz.
Hayat, ancak çok özel ve belirli
şartların yerine getirildiği bir ortamda var olabilir. Bir başka
deyişle, canlılar ancak kendileri için özel olarak yaratılmış bir
mekanda yaşayabilir. Dünya da, Rabbimiz’in özel olarak yarattığı bir
mekandır ve bütün detaylar Allah’ın üzerimizdeki rahmetini
göstermektedir.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1014:karbon-temelli-yasam&catid=45:canlln-koekeni&Itemid=147
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder