Ancak %70’i su olan Dünyamızda ormanların oranı %10’u bile bulmaz.
Fakat yine de birçok in-sanın ormanların ihtiyacımız olan oksijenin
tamamını karşıladığı yolunda ortak bir kanaatleri vardır. Oysa
atmosferin temizlenmesinde ormanlardan daha etkin olan bir canlı grubu
vardır. Gözle görülmeyen bu canlı grubu fitoplanktonlardır.
•Fitoplanktonların özellikleri nelerdir?
•Fitoplanktonlar hangi sebeplerden dolayı önemlidirler?
Deniz
altındaki pek çok canlının temel besini bitkisel ve hayvansal olarak
ikiye ayrılan planktonlardır. Planktonların varlığında bir azalma,
balinalardan küçük deniz canlılarına kadar pek çok canlı için tehlike
oluşturur. Bu mikroskobik canlıların önemi sadece bununla sınırlı
değildir. Özellikle bitkisel planktonlar, dünya üzerindeki çeşitli
dengelerin sağlanmasında önemli görevler üstlenmişlerdir.
Fitoplanktonlar
bitkisel planktonlardır ve temel olarak deniz akıntılarıyla sürüklenen
tek hücreli mikroskobik organizmalardan oluşurlar. Bu canlılar,
genellikle okyanus yüzeylerinde yaşamakla birlikte, göl, gölet, nehir ve
derelerde de bulunmaktadırlar. Boyutları 0,002-1 mm arasında değişen ve
sahip oldukları klorofil nedeniyle yeşil renkli olan bu canlıların
gözle görülebilmesi mümkün değildir. Kutup bölgelerine yakın soğuk
sularda çoğalan fitoplanktonlar buradan tüm okyanuslara yayılarak Yüce
Allah’ın kendilerine emrettiği çok önemli görevleri yerine getirirler.
Fitoplanktonlar Dünyanın Oksijen İhtiyacını Karşılar
Bütün
canlıların hayatlarının devamı ve büyüyüp gelişmeleri için, enerjiye
ihtiyaçları vardır. Bilindiği gibi canlıların enerji ihtiyacı güneşten
karşılanır. Güneşten gelen enerji bitkilerin bünyesinde olan klorofil
hücreleri sayesinde kimyasal enerjiye dönüşür ve bu sırada inorganik
maddelerden organik maddeler oluşur. Diğer canlılar ise besin ve enerji
ihtiyaçlarını bitkileri yiyerek karşılarlar. Bitkilerin gerçekleştirdiği
bu olay, fotosentez olarak adlandırılır. İşte fitoplanktonlar karadaki
bitkilerin yaptığı bu işlemi klorofil pigmentleri sayesinde okyanuslarda
yapar. Bu mikro canlılar, yaptıkları fotosentez işlemleri sırasında
havadaki karbondioksiti emer ve ihtiyacımız olan oksijenin % 80’den
fazlasını atmosfere verir. Yaşam süreleri bir ya da iki gün ile sınırlı
olan ve mikroskop yardımı olmadan göremediğimiz fitoplanktonlar dünya
üzerindeki bitkilerin ürettiği oksijenden çok daha fazlasını üreterek
dünyanın temel oksijen kaynağını oluştururlar.
Fitoplanktonlar Bulutların Oluşmasında Rol Oynayan “Dimetil Sülfür” Adlı Maddeyi Atmosfere Verirler
Fitoplanktonlar,
iklimin ılımanlaşması ve bulutların şekillenmesinde önemli bir rol
üstlenen kükürt temelli bir bileşik olan dimetil sülfürün (DMS)
sentezlenmesinden de sorumludurlar. Dimetil sülfür, “Kokkolifor” adı
verilen fitoplankton grubu tarafından atmosfere verilir ve denizin hemen
üstündeki havada oksijenle reaksiyona girerek katı taneciklere (sülfat)
dönüşür. Su buharı, sülfat içinde yoğunlaşarak bulutları meydana
getirir. Bu bulutlar da güneşten gelen radyasyonu geri yansıtarak
gezegeni olması gerekenden daha soğuk, yani şimdiki ısısında tutar.
Dolayısıyla bu canlılar, gezegenin ısısını dengeleyecek kadar etkili ve
önemli bir özelliğe sahiptirler.
Atmosfer ısınmaya başladığında
fitoplanktonların aktivitesi artar ve DMS, yani dimetil sülfür gazı
üretmeye başlarlar. Bu küçük canlıların bu maddeyi nasıl ve neden
ürettikleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Bir görüşe göre DMS
hücrenin salgıladığı bir atık maddedir. Diğer bir iddiaya göre de
hücreler zarar gördüklerinde düşmanlarına karşı korunmak için toksik,
yani zehirli bir asit salgılamaktadırlar. Virüs veya planktonların
saldırılarına uğrayan fitoplanktonlar, işte bu nedenle büyük miktarda
DMS salgılar. Bu hipotez doğrulansa da bir fitoplanktonun bu maddeyi
neden bazı zamanlarda fazla miktarda bazı zamanlarda da az miktarda
salgıladığı henüz anlaşılamamıştır. Bu canlının söz konusu maddeyi
salgılaması, daha çok ihtiyaca yönelik olmaktadır. Fitoplanktonlar,
sıcaklığa göre üretim miktarını değiştirmektedirler. Hedef, yeryüzünün
soğutulması olduğundan fitoplanktonlar, DMS üretimini tropik bölgelerde
daha fazla, daha soğuk bölgelerde daha az yapmaktadırlar. Ellbette bu
canlıların bu maddeyi çevrenin ihtiyacına göre algılayıp salgılaması
mümkün değildir.
Fitoplanktonlar Karbon Dengesinin Korunmasından Sorumludur
Yılda
yaklaşık iki milyar tonun üzerindeki karbon, okyanuslarda yaşayan
fitoplanktonlar aracılığı ile emilir. Bitkilerin daha hafif olan “karbon
12” içeren gazları kullanmaları ve bu durumda “karbon 13” gazının
atmosferde birikmesine rağmen okyanusların karbon gazı konusunda seçici
olmaması ve deniz suyunda çözünmüş karbondioksiti fotosentezle
bünyelerine alma oranının yüksek olması atmosferin temizlenmesinde
önemli bir rol oynar. Karbondioksit özellikle soğuk okyanus sularında
kolayca çözünürken fitoplanktonlar ve deniz bitkileri hızla çözünmüş
karbonla beslenerek atmosferin temizlenmesine önemli katkı sağlarlar.
Bilindiği gibi karbondioksit, toplam sera etkisinin tek başına %50
kadarından sorumludur. Atmosferdeki karbondioksit miktarının ve
dolayısıyla sera gazı seviyesinin kontrolünde, fitoplanktonların büyük
bir payı vardır. Yüce Allah bu canlıların sayısını çok fazla yaratarak
atmosferdeki karbon dengesinin sağlanmasına vesile olur.
Fitoplanktonlar Okyanuslardaki Sudaki Organik Maddeleri Büyük Miktarda Artırırlar ve Besin Zincirinin Temelini Oluştururlar
Fitoplanktonlar
sudaki organik maddelerin miktarını arttırarak suda yaşayan
organizmaların besinlerini de artırırlar. Dolayısıyla alglerin bulunduğu
sular son derece verimli ve diğer canlıların yaşaması için oldukça
elverişlidir. Aynı zamanda suların yenilenmesi açısından da temizleyici
bir rol oynarlar. Doldurucu, hatta yapıcı özelliklere sahip olanlar,
kıyı ve diplerin biçimini ve niteliğini değiştirirler.
Fitoplanktonlar
suda yaşayan diğer bitkilerle birlikte besin zincirinin ilk basamağını
oluşturur. Pek çok balık türünün yaşaması için temel besin kaynağı olan
bu canlılar, balıkların yanı sıra böcekler, su kuşları, foklar,
penguenler ve balinaların da besin kaynağıdır. Özellikle Kuzey Pasifik
Okyanusu ve Bering Denizi fitoplankton sayısının fazla olduğu bölgeler
oldukları için diğer canlı türlerinin de sayısı artmakta ve bu bölgeleri
tür açısından son derece zengin hale getirmektedirler.
Atmosferin Dengesinin Korunmasında Büyük Görevler Üstelenen Fitoplanktonları Yaratan Yüce Allah’tır
Yeryüzünün
oksijen ve aynı zamanda besin kaynağı olan, bulutların oluşumuna etki
ederek iklimi düzenlemede önemli görevler üstlenen fitoplanktonlar,
denizdeki en küçük canlıdan kara üzerinde yaşayan en büyük hayvana,
hatta insana kadar tüm varlıklara çeşitli şekillerde fayda getiren üstün
bir yaratılış harikasıdır. Sadece kendi hayatını devam ettirmekle
kalmaz, başka canlıların bedenlerine girip onlara da fayda sağlarlar.
Fitoplanktonlar Endüstride Nasıl Kullanılıyorlar?
Bazı
fitoplanktonlar, temel enerji olarak ışık ve CO2 kullanırlar. Kimileri
ise basit organik maddelerden kompleks organik maddeler üreterek
bunlarla beslenirler. Bu mikro canlıların kullandıkları ve ürettikleri
enerjinin miktarını anlayabilmek için şu örneği verebiliriz. Atlantik
Okyanusu’ndaki günlük enerji zincirinde, bir yaz gününde okyanus
yüzeyine güneşten ulaşan enerji miktarı 2 milyar kaloridir. Bu enerjinin
%99.5’i yansıtılır ve dağıtılırken sadece %0.5’lik bir oran 1.670.000
gr. besin üretmek amacıyla fitoplanktonlar tarafından kullanılır. Bu
canlılar, bunun %32’sini karbondioksit olarak alır, %8’ini ise organik
madde olarak eritir ve dışarı atarlar. %8’lik oran, gezegenin ihtiyacı
olan organik madde miktarıdır. Söz konusu döngü ile bu organik madde
diğer canlılara iletilmiş olur.
Fitoplanktonların sahip oldukları
bu özellikler, onların çok yönlü olarak kullanılmasını sağlar. Çeşitli
yiyeceklerin, ilaçların ve diğer endüstriyel ürünlerin kullanımında
doğrudan kullanıldıkları gibi, çeşitli ürünlerin yapımında da çok önemli
bir etkendirler. Bu ürünler, çeşitli yiyeceklerin, tıbbi ve kozmetik
ürünlerinin yapımında da kullanılmaktadır. Allah, bu küçük canlıyı, pek
çok faydaya vesile kılmıştır. Elbette bu, üstün güç sahibi Yüce
Rabbimiz’in büyüklüğünün bir başka önemli delillerinden biridir.
Diatomlar Yüce Allah’ın Nimet Olarak Yarattığı Çok Özel Bir Fitoplankton Türüdür
Atmosferin
korunması ve ekolojik açıdan önemli görevler üstlenen fitoplanktonları
oluşturan tek hücreli suyosunlarına örnek olarak, yüzeyleri geometrik
biçimlerle bezeli olan silisli kapsülleri sayesinde kolaylıkla tanınan,
diatomlar gösterilebilir. Binlerce yıl önce denizlerde ölen diatomlar
petrol yataklarının kaynağını oluşturmaktadır. Diatomlar ayrıca pek çok
balık ve balina gibi suda yaşayan canlılar için önemli bir besin kaynağı
oluşturmaktadır. Aynı zamanda balık yağında bulunan D vitaminini de
sağlamakla sorumludurlar. Allah bu küçük canlıyı balığa rızık olarak
yaratmış, ardından onu balığa ve balığı besin olarak kullanan insana
yararlı hale getirmiştir. Bilindiği gibi, balık yağı insanın gelişimi
için oldukça değerli bir besindir.
Bunların yanı sıra diatomlar
endüstriyel olarak da kullanılmakta ve çeşitli maddelerin filtre
edilmesini ve yalıtılmasını sağlamaktadırlar. Bu canlılar özellikle
silis, nitrat ve fosfatın canlılar için kullanılabilir hale gelmesinde
de son derece etkilidirler. Hatta belirli şartlar altında kirli su
kaynaklarının saf hale getirilmesini de sağlayabilmektedirler. Bu
işlemlerin pek çoğu günümüzün laboratuvar şartlarında bile
gerçekleştirilemezken, bir hücre zarı ve kloroplasttan ibaret olan tek
hücreli bir canlının adeta bir kimya laboratuvarı gibi çalışması elbette
onun kendi becerisi değildir. Onun, dışarıdaki karbondioksitten,
ürettiği oksijenden, karbonun canlılar için öneminden, balık yağındaki D
vitamininden haberi bile yoktur. O, sadece üstün özellikleriyle
kendisine yüklenmiş görevleri yerine getirir. İşte bu nedenle ilhamla
hareket eder. Ona bu ilhamı veren, onu yaratan, onu canlılığın varlığı
için gerekli kılan üstün güç, yeri göğü ve bunların içinde bulunan her
şeyi “Ol” emri ile yaratan Allah’tır.

http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=263:dunyadaki-atmosferi-koruyucu-mikro-canlilar-fitoplanktonlar&catid=45:canlln-koekeni&Itemid=147